blow off

  1. (a) (istim) salıvermek, boşaltmak.
    to blow off the steam. (b)
    k.d. hiddetle parlamak, bağırıp
    çağırarak öfkesini gidermek, hıncını almak, (c) (rüzgâr) alıp götürmek, uçurmak.
    The wind has blown off his hat. (d) üflemek.
    to blow off the dust: tozu üflemek.
(fazla buhar, su vb.) boşal(t)ma, salıverme.
The safety valve released a violent blowoff from the
furnace: Emniyet süpabı fırındaki fazla basınçlı gazları salıverdi.
Noun
(fazla buhar, su vb.) boşaltma düzeni. Noun
blow-hard Noun
birini ekmek Verb
biriyle randevuya gitmemek Verb
birini umursamamak Verb
birini önemsememek Verb
birini atlatmak Verb
biriyle ayrılmak Verb
birini yoksaymak Verb
birini terk etmek Verb
birini dikkate almamak Verb
birşeyi umursamamak Verb
birşeyi dikkate almamak Verb
birşeyi yoksaymak Verb
birşeyi önemsememek Verb
(a) ağzına geleni söylemek, içini boşaltmak, ağzını açıp gözünü yummak, verip veriştirmek, (b) fazla
enerjiyi harcamak, istim salıvermek/boşaltmak.
boşaltma sübabı
bir sırrı birdenbire açıklamak, başkalarının sırrını bulup meydana çıkarmak.
bir sırrı ortaya çıkarmak Verb
birşey üzerindeki sis perdesini aralamak Verb
bir sırrı açığa vurmak Verb
boşaltmak Verb
salıvermek Verb
(rezaleti/skandalı/yolsuz işleri) açıklamak, açığa vurmak, gözönüne sermek,
k.d. kirli çamaşırları
ortaya dökmek.
The newspaper articles took (or blew) the lid off his illegal activities: Gazeteler onun yaptığı yolsuzlukları açıkladılar.